Prof Dr Saim Yılmaz
"Kılcal varislerde ideal yöntem, iyi yapılmış bir skleroterapidir "
Varis kliniklerine başvuran kişilerin yaklaşık yarısı kılcal varis şikayetiyle gelirler. Bu şikayet genellikle hastaların yakınları, eşleri ve doktorlar tarafından küçümsenir ve dikkate alınmaz. Hatta bazen, hastaların kendileri, kılcal varislerin görüntüsünün kendilerinde yarattığı rahatsızlığı dile getirmeye çekinirler. Oysa, oluşan görüntü rahatsızlığı hem kişinin sosyal yaşamını etkileyebilir hem de bazen, allta yatan önemli bir venöz yetmezliğin habercisi olabilir.
Kılcal varislerin yaklaşık %40 ında, renkli Doppler ultrasonla yüzeyel ven yetmezliği saptanabilir ve bu durumda, kılcal varislerden önce venöz yetmezlikli damarlar lazer, radyofrekans gibi yöntemlerle kapatılmalı ve daha sonra kılcal varis tedavisi yapılmalıdır. Bu tür hastalarda, kılcal varisler daha çok ayak bileklerinin çevresindedir ve mavi-mor renktedir (korona flebektika). Hastaların geriye kalan %60 ında ise renkli Doppler bulguları normaldir. Bu tür hastalarda, kılcal varisler daha çok bacağın dış yan kısmı ile diz çevresindedir ve dikkatle bakıldığında orta boy yeşil varislerle birliktedir. Lateral subdermik venöz plexus (LSVP) adı verilen bu varisler, aslında anne karnında kullandığımız ve doğumdan sonra devre dışı kalan toplardamarların bir kalıntısıdır. Bu kalıntı, bazı kişilerde (özellikle kadınlarda) ergenlik döneminde aktive olarak bu tür kılcal varisleri oluşturmaktadır.
Kılcal varis hastalarında, öncelikle renkli Doppler ultrason yapılmalı ve altta yatan bir venöz yetmezlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Venöz yetmezlik varsa, önce bu yetmezlik giderilmeli sonra da kılcal varisler tedavi edilmelidir. Venöz yetmezlik yoksa, direkt olarak kılcal varis tedavisine geçilebilir. Kılcal varislerin tedavisinde temel yöntem skleroterapidir. Skleroterapi ile hem kılcal varisler hem de onlara eşlik eden yeşil renkli "retiküler" varisler kolayca tedavi edilebilir. Ancak skleroterapi, çok özenli ve dikkatli yapılması gereken bir tedavidir.
Kılcal varislerde, skleroterapi dışında yaygın olarak kullanılan bir başka yöntem ise transdermal tedavilerdir. Bunların içinde en çok bilinen ve kullanılanı transdermal lazerdir. Bu yöntemde, cilt yüzeyinden lazer ışını gönderilerek ciltteki kılcal varisler yakılır. Lazer dışında radyofrekans ve mikrodalga gibi yöntemlerle de transdermal tedaviler yapılabilir. Bu yöntemlerde, ciltten çok ince bir iğneyle kılcal varislere ulaşılır ve ısıyla o bölge noktasal olarak yakılır. Ancak bu yöntemlerde, cilde çok sayıda iğne batırmak gerekir. Transdermal yöntemler, hekim dışındaki diğer sağlık personeli tarafından da uygulanabilir, ancak daha ağrılıdırlar ve hiçbir zaman "iyi" yapılmış bir skleroterapi kadar etkili değillerdir.